Merhabalar arkadaşlar
Biraz önce serinin üçüncü filmi olan escape from the planet of the apes'i izledim. Filmin ilk üç filminden de size biraz bahsederek bu bölüme geçmek istedim. Öncelikle eğer son zamanlarda çıkan Planet of apesleri beğenmişseniz kesinlikle 1968-70-71-72-73 yapımlarını da izlemenizi tavsiye ediyorum.
kimileri yeni filmler ile eskileri arasında çok bağ olmadığını savunsa da bence bağlanma noktaları var. Öncelikle 1968den başlayalım. Bir uzay araştırma gemisi uzayda kaybolarak yeni bir gezegene zorunlu iniş yapar. yaşam şartları dünyadaki ile aynıdır. Mürettebattan üç kişi hayatta kalarak yaşam koşulları oluşturabilecekleri bölgeler ararlar bu esnada ne hikmetse önce bir ot ile başlayıp giderek artan sonunda da insanla karşılaşacakları canlı keşfetme serüveni başlar :D hakkını vermek lazım burası gerçekten komik ot bir oluyor gidiyorlar iki ot oluyor filan :D Neyse suyu bulup birden anadan üryan yüzmeye başlıyorlar. Arkadaş astronotların ne mezhebi genişmiş dedim. Astronotlara özenirdim o hallerini görünce kalsın anam kalsın dedim. Elbiseleri insanlar tarafından çalınır ve bunu farkederler ve insanla da tanışmış olurlar. İnsanlar ilkel yaratıklardır.
İnsanları anlamaya çalışırken insan avına çıkmış maymunlar tarafından baskına uğrarlar. yakalanırlar tayfadan tek saylam kişi Taylor kalır. Taylor'ı kafese kapatırlar diğer insanlar gibi. Taylor yakalanırken boğazından yaralandığı için ilk başlarda konuşamaz ama diğerlerine göre daha zeki olduğunu hareketleri ile gösterir sonunda dayanamaz ve onu inceleyen maymun Zira'nın elinden kalemi alır ve Benim adım TAYLOR yazar. Maymunlar ŞOK :D tabi bunu başta diğer maymunlar ile paylaşmadan önce Taylorı iyice denerler izlediğinizde de farkedeceksiniz o kadar boş muhabbetler dönüyor ki. Bir insan öyle bir evrende olup nasıl o kadar boş sorular sorar. Arkadaş astronutsun sen yaa ne eğitimler alıp gidiyorsun uzaya. Normalde astronotlar psikolojik olarak üstün insanlardır. Sen ben gibi insanların karşılaşacağı korku uyandırcak her durum için eğitimlilerdir. Ölüm anında bile çığlık atıp kendini kaybetmez. Ama burada öyle değil o benim çok garibime gitti :D uzay programlarının daha başı olduğu için galiba astronotlar çok kalifiye değilmiş.
Yalnız yazı baya uzun oluyor sizi sıkmamak için azıcık hızlandırıcam :D Taylor'ı incelemek için maymunlar birliği konseyi kuruluyor zeki olduğunu kanıtlamak için. Öğretmen olduğum için direkt aklıma eğitim bilimleri geldi gelişim psikolojisinin neredeyse tüm kuramlarını bulmak mümkün.
Şempanzeler barışçıl ve bilimsel. Orangutanlar dinsel ve bilimsel. Goriller ise askeri ve savaşçı olarak modellenmişler. Goriller insanları yok edip maymun egemenliğini arttırma düşüncesi içerisinde. Geçmişi tam anlamıyla bilen tek orangutan ise gorilleri destekleyerek bu düşünceyi gerçekleştirmek istiyor. Kutsal kitaplarının karanlık kesimlerinde yazanları yalnızca kendisi biliyor. Yani önceden insanların zeki maymunların vahşi olduğunu. Arkadaş tüm bunların farkındasın bu insan da tüm bunları tersine çevirecek tüm imkanlar varken öldür gitsin insanı dimi niye uzatılıyor ki :D hayatta her sorun insanların bu paylaşımsızlığından oluyor bence.
Düşünce paylaşmak kadar açık olmak kadar güzel bişey var mı yaa :D de ki bakın maymun kardeşlerim bu insanlar önceden böyle böyleydi sonradan biz onları geçtik. ama yok illaki filmde bi sosyal mesaj verme çabaları. insanlar büyük savaşlarla kendilerini yok etmeye başladılar son savaştan sonra iyice ilkelleştiler filan. ha bu arada ilk başlarda başka bir gezegene indiklerini zannediyorlardı. Oysaki yaşanan zaman kırılması ile 3900lü yıllara yapılan bir sıçramaymış. Yani indikleri gezegen yine dünya. Neyse Taylor insan direnişi gerçekleştirerek ve Zira ve Ziranın kocası arkeolog Cornellius'u alarak arkeolojik kazı alanındaki bulgulardan önceki insanların zeki olduklarını kanıtlar ancak Orangutan kardeş hala ve hala Taylor'ı öldürme peşindedir. Ulen sen kimle dans ediyorsun maymun kılıklı karşında insan var ince motor hareketleri senin bir milyon katın :D kıvrak bir hamle ile Orangutanı rehin alır. ve kendini rahat bırakmaları koşulu ile serbest bırakır ve kendi yoluna devam eder. En son karaya vurmuş özgürlük anıtını gördüğünde ise düştüğü yerin gerçek dünya olduğunu kendi gözleri ile görür ve yıkılır.
Filmi çekim yılı ile değerlendirmek lazım. Kostümler gerçekten güzel sadece ağız hareketleri insanı biraz rahatsız ediyor ve maske hissini çok arttırıyor. Aksiyon sahneleri o yıllarda daha başarılı filmlerin olduğunu göze alırsak vasat kalıyor. Senaryosu ise ne bilim ya o zamanlar gerçekten beklentileri düşük tutmak gerekiyormuş. bence bu filmi izledikten sonra insanların 40 yılda senaryo konusunda ne kadar geliştikleri o kurguyu nasıl verdikleri daha iyi ortaya çıkıyor dicem de aynı yıllarda star trek var adamlar 40 yıl öncesinden tableti filan öngörerek yazmış onlara haksızlık olur bunun senaryosuna iyi dersem :D yani düşünce güzel ama diyaloglar filan olmamış be insanı sıkıyor.
Bu kadar boş konuşmaya peh diyor insan öyle bir dünyada bula bula bu konuları mı buluyorsunuz konuşacak :D
Yine uzun yazdım yaa ilk filmle konuyu kapatalım bari daha da uzamasın üçüncü film için başlayıp ilk filmde kalmakta biraz garip oldu. Bu yazı açıkça söyleyim bana çok sarmadı. Geçmişe yönelik yazmak zorunda kalmasaydım da keşke teker teker hepsinden yazsaydım. Yada ulan bu film serisini hiç yazmasaydım :D
Ama bu gün ki planet of apeslere katkısı olan filmler olduğu için izlemek güzel. Sıkıldıysanız özür dilerim yaa gerçekten bakın içime sinmedi ama o kadar da yazdım yayınlamasamda boşa gidecek. Dur başlığı değiştirim ilgi çekici bişey olmasında millet okumasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder